3 Kasım 2009 Salı

Basketbolda neler oluyor? Efes-Fener


Bugünlerde anlamadım olaylar dönüyor basketbol camiasında. 2009 senesinin sonuna gidiyoruz. Fenerbahçe ülker efes pilsen serisi kazanan lig şampiyonu olacak. Seri başladı ilk 2 maçı fenerbahçe ülker rahat bir oyunla kazanarak şampiyonluk yolunda büyük bir avantaj sağlamıştı. Ancak efes pilsen geri döndü ve abdi ipekçideki 2 maçı alarak durumu 2-2 ye getirdi. 5. maçı daha dün gibi hatırlıyorum efes son dakikalarda maçı almıştı ve maçtan sonra bir sürü olay çıkmıştı. Rasim hakem masasına tekme atmıştı mirsad olayların içindeydi. Daha dün gibi gözlerimin önünde.


Ve son karşılaşma tarih 18 Haziran 2009 yer abdi ipekçi Efes Pilsen maçı 79-76 almıştı ve olan oldu. Taraftarlar sahaya girmişti bir anda yedek klübesinin önü ana bana günü olmuştu. Kerem gönlümün ona tekme atmaya çalışan bir taraftara attığı yumrukla adamın yere düşü geldi şimdi aklıma. Ne maçtı ama maçtan sonra soyunma odalarının önünde kargaşa her yerde küfürler kavgalar. Daha sonra polis salonu boşaltmış ve efes pilsen şampiyonluğunu avuçiçi kadar taraftara karşı kutlamıştı ve kupayı kaldırmıştı.


Son bir kaç gündür gazetelerde bu maç ve mirsad hakkında açıklamalar yapılıyor. Fenerbahçe ülkerli yöneticiler efes pilsenin üzerine geliyor. Birde Kerem Gönlüm dopingli çıktıktan sonra eleştiriler ayyuka çıktı.


Acaba söylenenler doğru mu? Mirsad efes pilsene imza attığı için mi 5.maçta bilerek kasti faul yaptı? acaba bu sebepten mi bu sene daha hiçbir maçta oynamadı?


Valla merak ediyorum ama öğrenebileceğimi zannetmiyorum.

14 Ekim 2009 Çarşamba

Kim haklı???


2010 Dünya kupası elemeleri futbolun en büyük organizasyonu, Güney Afrikada, bu yaz, süper heyecan televizyon başında, iddaa bayilerinde geçicek günler geceler. Milli Takımımız Dünya kupası elemelerınde istediğimiz performansı gösteremedi ve dünya kupasına katılma şansını kaybetti. Bana göre zaten ilk turda oynanan Şükrü Saraçoğlu stadındaki Belçika maçında kaybettiğimiz 2 puan ve Estonyada aldığımız beraberlik sonrasında dünya kupasına gitme şansımızı kaybetmiştik. Her sene dünya kupasına giden bir ülke takımı olmuş olsaydık belki çok fazla eleştiri konusu olabilirdi ama yine bana göre bu grupta Türkiye Milli Takımının Güney Afrika'da boy göstermesi gerekiyordu.
Gelelim deplasmanda oynadığımız Belçika maçı esnasında yaşanan olaylara. Türkiye 2-0 kaybetti bu maçı. Baktığımız grupta artık çok az şansımız vardı. Bir umut herkes bosna maçından gelicek sonuca odaklanmıştı ama daha Belçika - Türkiye maçı başlamadan Bosna Hersek'in Estonya karşısında maçı 2-0 aldığını ve çok düşük olan dünya kupasına katılma şansımızında artık kalmadığını öğrendik. Bu moralle maça çıkan türkiye bana göre kötü bir oyun sonrasında maçı 2-0 kaybetti ve olanlar oldu terim maçtan sonra istifasını açıkladı ve birkaç tane futbolcunun milli takım kariyerleri sona erdi.
Maç esnasında bir taraftar bazı gazetelere göre küfür etmiş bazılarına göre başımız önümüzde yürümektedn artık sıkıldık demiş ve maçı tribünden seyreden terim ve futbolculara laf atmış. Küfür etmesi anormal bir durum ve bu şekilde olmadığını varsayarak devam ediyorum. Artık cidden milli takımın bu şekilde aldığı sonuçlardan ve başarısızlıklardan sıkıldım. Grubunda sadece ispanya var o 2 ispanya maçından sadece birinden puan alsan gruptan çıkarak dünya kupasına gitmen garanti ama sen napıyosun olur olmaz puanlar kaybediyosun insanları çileden çıkarıyosun ve seni eleştirenlere de kabadayı gibi kafa tutuyosun. Basın açıklaması yapıyosun milli takıma geldiğinden beri almış olduğun galibiyetlerin sayısından milli takım tarhinin en başarılı dönemi olduğundan bahsediyosun ama bana göre yanlış yapıyosun. Geldiğinde fark yaratıcam diyordun işte yarattığınız takım ortada.
Şimdi düşünelim kim haklı eleştiren taraftarlar mı yoksa kabadayılık yapan futbolcu teknik adamlar mı?

Yine Yeniden uzun bir ara sonra

Ne zamandır aklımdan geçiyorum blog olayını ama bir türlü başına oturupda birşeyler yapamadım. Aslına bakılırsa bu hem benim tembelliğim hemde iş yoğunkuğundan kaynaklanıyor. Her haftasonu ayrı bir gazla başlıyım diyorum ama bir türlü oydu buydu derken zaman akıp geçiyor. 4 haftadır bir plan program hazırlayıp bu program dahilinde kendime birşeyler kazandırmak istiyorum ama işte en büyük düşmanım olan üşengeçlik ve erteleme hastalığı sayesinde hiçbirşey yapamıyorum.
Kendime kızmaktan başka bir halt yediğim yok. Hergün yatarken bir takım şeyler düşünüyorum yarından itibaren şöyle yapıcam böyle davranıcam onu yapıcam bunu yapıcam ama hiçbirini yapmıyorum ve kahroluyorum.
Aslında yapmak istediklerim çok zor şeyler değil ama o göt olmadığı için bende zorlanıyorum. Nedir ki akşam geldiğinde televizyon izleme artık akşam bilgisayarını açma zaten sabahtan akşama kadar bilgisayar başındasın aç bir kitap oku bir makale oku birşeyler karalamaya çalış yapmış olduğun veya yapacak diyelim plan dahilinde kendini geliştirmeye çalış çok mu zor hayır ama işte yine aynı durum üşengeçlik erteleme miskinlik.
Anlam veremediğim diğer bir olayda tamam ben bunların hepsini kendime söylüyorum, kendimi devamlı eleştiriyorum ama neden değiştirmek için bir gayret göstermiyorum bilmiyorum. Soruyorum cevaplıyamıyorum. Kapana kısılmış fare gibi sadece çırpınıyorum ama kurtulmama yetmiyor.

25 Eylül 2007 Salı

Blog Kültürü ve Ben

Bende bu alemde kendime bir yer almaya karar verdim. Bir blog sitesi bizimde olsun dedim. Bu ilk yazım biraz kısa olsun açılış babında bundan sonra ki yazılarımda film dünyası, spor, ve değişik bir çok konuda sizinle düşüncelerimi paylaşmaya çalışıcam.Saygılar sunuyorum.